Basitçe özfarkındalık, bizi biz yapan yani kimliğimizi oluşturan tamamıyla bize ait olan özelliklerin ve kendimizin farkında olmaktır.
Dikkatimizi kendi üzerimize odakladığımızda mevcut davranışlarımızı içsel standartlarımız ve değer yargılarımıza göre değerlendiriyor ve onlarla karşılaştırıyoruz. Bu sayede nesnel birer değerlendirici olarak kendimiz ve kişiliğimiz hakkında bilinçlenmiş oluyoruz. Öz farkındalığı öz denetimin ana mekanizması olarak görmek mümkün.
Psikolog Daniel Goleman ise çok satanlar listesinde yer alan “Duygusal Zeka” adlı kitabında şu popüler öz farkındalık tanımını yapmıştır:“ Herhangi birinin kendisine ilişkin mevcut durumunu, tercihlerini, bilgi kaynaklarını ve sezgilerini tanıma becerisi”.Bu tanım daha çok iç dünyamızı, düşünce ve duygularımızı önemsemekte. Ancak, öz farkındalığın sadece kendimize ilişkin fark ettiklerimizle sınırlı kalmayacağını aynı zamanda iç dünyamızı nasıl algıladığımızı da gözler önüne sereceğini bilmemiz de önemlidir.
Öz Farkındalık Nedir? Nasıl geliştirilir?
Çoğu zaman göz ardı edilen öz farkındalık kesinlikle üzerinde düşünülmeye değecek bir kişisel beceridir. önem taşımaktadır.
Hiç sahip olduğunuz düşünce veya deneyimlere bakıp da kendinize ilişkin bir yargıda bulundunuz mu? Cevabınız evet ise yalnız değilsiniz ve işte şimdi kendinizi yargılamadan oluşturacağınız bir benlik yansıması üzerine çalışmanın tam zamanı.
Bunu söylemek yapmaktan kesinlikle çok daha kolay.
Yargılayıcı bir tavırdan uzak olmak öz farkındalığın gelişmesi için ö emli bir adımdır. Peki, bizler bu konuda kendimizi nasıl geliştirebiliriz?
İç dünyamızda neler döndüğünü gerçekten anladığımızda kendimize bu konuda işkence etmek yerine, sahip olduğumuz nitelikleri insan olmanın kaçınılmaz bir parçası olarak görür ve kabulleniriz. Burada Jung’un da arketiplerle ilgili söyledikleri önemlidir arz etmektedir.
Herhangi bir şey için “yapmalıydım/asla yapmamalıydım dediğiniz oldu mu?
Eğer böyle bir pişmanlığınız ya da keşkeleriniz varsa ne demek istediğimi daha net anlarsınız.
Bir dahaki sefere söylediğiniz veya yaptığınız bir şeye ilişkin kendinizi yargılarsanız konuyu bir de şu açılardan düşünmeyi deneyin:
Yaşadıklarım bana bir şeyler öğrenme ve büyüme şansı tanımış olabilir mi?
Başka insanlar da benzer hatalar yapmış ve bu hatalardan dersler çıkarmış mıdır?
Öz farkındalık kendimize ilişkin bilgi birikiminin oldukça ötesinde bir şeydir.
Zihnimiz duygusal yaşantımıza dair bir taslak oluşturmak adına belirli bir olaya nasıl tepki verdiğimize dair bilgileri saklama konusunda son derece hassastır.
Bu tür bilgiler gelecekte benzer bir olayla karşılaştığımızda belirli bir tepki verme konusunda kendimize dayatacağımız şartlandırmalarla sonuçlanır.
Öz farkındalık, zihnimizi bu tarz koşullanmalardan arındırmamızı sağlar.
Daniel Goleman’a göre öz farkındalık duygusal zekanın temel taşıdır.
Duygularımızı ve düşüncelerimizi an be an gözlemleme yeteneğine sahip olmamız; kim olduğumuzu daha iyi anlamamız, kendimizle barışık olmamız ve düşüncelerimizi, duygularımızı ve davranışlarımızı proaktif olarak yönetebilmemiz açısından da kritik bir önem taşır.
Son yıllarda liderlik ediniminin kazanılması konusunda da öz farkındalık kasının gelişmesinin önemi ortadadır.
Farkındalıklarınızın size ulaşması dileğimle…